ADIYAMAN BESNİ İLÇE MİLLÎ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ

Neşet YAZAR’ dan "Türkiye’ de Darbeler Tarihi" Konulu Seminer

İlçe Milli Eğitim Müdürü Neşet YAZAR tarafından ilçemizde 144 aday Öğretmen’e Aday Öğretmenlerin Eğitimi Kapsamında ” Geçmişten Günümüze Ülkemizde Darbeler” konulu seminer verildi.
Neşet YAZAR’ dan "Türkiye’ de Darbeler Tarihi" Konulu Seminer

12/01/2017 tarihinde İlçemiz Osman İSOT Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi konferans salonunda  İlçe Milli Eğitim Müdürü Neşet YAZAR tarafından verilen seminerde; I.- II. Meşrutiyet döneminden 15 Temmuz Darbe girişimine kadar Ülkemizin yaşamış olduğu darbeler ve darbe girişimlerinin anlatıldığı konferansta YAZAR;

Değerli Meslektaşlarım;

Geçmişten günümüze ülkemiz birçok badireler atlatmış olup bunların en sancılı olanlarıda ülkemizin yönünü gelişmeye çalıştığı anda ortaya çıkan darbelerdir.

Geçmişten günümüze baktığımızda; 

I. Meşrutiyet (1876) ve Kanun-i Esasi

Osmanlıcılık fikrini savunan Jön Türkler’inçabasıyla 23 Aralık 1876 tarihinde Osmanlı Devleti’nin ilk anayasası Kanun-i Esasi ilan edilerek Meşrutiyet dönemi başlamıştır. 

Meclis-i Ayan: üyeleri padişah tarafından seçilir ve ölene kadar görevde kalırlar. Yani belli bir görev süreleri yoktur

Meclis-i Mebusan: üyeleri halk tarafından seçilir.

bu sistemde yürütme görevi padişah ve hükümetin, yasama görevi ise meclisindir. ancak burada önemli bir nokta vardır; yasama yetkisi her ne kadar meclise ait olsa da son karar padişahındır. ayrıca hükümet de padişaha karşı sorumludur ve meclisi açma kapatma yetkisi de padişaha aittir. bu durum meşruti yönetime karşın hala padişahın üstünlüğünü gösterir.

I. Meşrutiyet dönemiyle birlikte halk padişahın yanında ilk kez yönetime katılmıştır. ancak meclisin açılmasından yaklaşık bir yıl sonra 93 harbinin (1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı)çıkmasıyla Sultan II. Abdülhamit meclisi feshetmiştir.

II. Meşrutiyet (1908):

İttihat ve Terakkicilerin baskısıyla II. Abdülhamit 1908 yılında meşrutiyeti tekrar ilan etmiştir. II. Meşrutiyet’in ilan edilmesinde İngiltere ve Rusya arasında yapılan Reval görüşmelerinin büyük etkisi oldu. 

II. Meşrutiyet’in ilanıyla Kanun-i Esasi de tekrar yürürlüğe girmiş ancak bu kez padişahın meclisi açma kapama yetkisi sınırlandırılmış, hükümet de meclise karşı sorumlu tutulmuştur.

31 Mart Vak’ası (13 Nisan 1909); osmanlı tarihinde rejimi değiştirmeye yönelik ilk isyan hareketidir., Selanik’te oluşturulan Mahmut Şevket Paşa komutasındaki hareket ordusu tarafından bastırılmış, Mustafa Kemal de bu orduda Kurmay Yüzbaşı olarak görev yapmıştır. II. Abdülhamit isyanda parmağı olduğu gerekçesiyle meclis kararıyla tahttan indirilmiştir.

1913 yılında Bab-ı Ali Baskınıyla (ilk hükümet darbesi) İttihat ve Terakkiciler iktidarı resmen ele geçirdiler.

27 Mayıs 1960 Darbesi

Türkiye´de 1946 yılında çok partili hayata geçilmesinin ardından 1950 yılında iktidara gelen DP, 10 yıl iktidarda kaldı. DP iktidarının son dönemlerinde ülkede birileri tarafından kasten çıkartılan gerilim havası ise bir kutuplaşma ortamı doğurmuştu.

Bunlara bir kaç örnek verecek olursak; Muhalefet partisi CHP´nin genel başkanı İsmet İnönü, bazı yurt gezilerinde saldırıya uğradı. Üniversite öğrencileri, hükümet aleyhine gösterilere başladı. İstanbul Beyazıt Meydanı´nda üniversite öğrencilerinin eylemi sırasında Orman Fakültesi öğrencisi Turan Emeksiz, polis kurşunuyla hayatını kaybetti.

Ülkede yaşananlar nedeniyle İstanbul ve Ankara´da sıkıyönetim ilan edildi. Ankara´da, 5 Mayıs 1960´da bir öğrenci grubu, ´´555K´´ yani "5´inci ayın 5´inde saat 5´te Kızılay´da" koduyla gösteri düzenledi. 21 Mayıs´ta da Harp Okulu öğrencileri sokağa çıktı ve Zafer Anıtı´na kadar ´´sessiz" yürüyüş yaptı.

Darbe...

Tabi bu olaylar, zaten fırsat kollayan dönemin Türk Silahlı Kuvvetlerini harekete geçirdi. 38 Kişiden oluşan milli birlik komitesi, "DP´nin ülkeyi gitgide bir baskı rejimine ve kardeş kavgasına götürdüğü" gerekçesini ileri sürerek, 27 Mayıs sabaha karşı yönetime el koydu. Kurmay Albay Alparslan Türkeş tarafından Ankara Radyosu´ndan okunan bildiriyle ´´ihtilal´´ duyuruldu.

Cumhurbaşkanı Celal Bayar, Çankaya Köşkü´nde uzunca süren bir mücadele verdikten sonra teslim oldu.

Başbakan Adnan Menderes ise Kütahya´da gözaltına alındı.

Menderes ve Bayar dahil olmak üzere, tüm Demokrat Parti üyeleri tutuklanarak İmralı Adası´nda mahkum edildi.

Ve ülkenin seçilmiş Başbakan´ı ve Hükümet´i, tarihin en utanç verici darbelerinden biri ile görevinden zorla uzaklaştırıldı.

12 Eylül 1980 Darbesi

12 Eylül 1980 DARBESİNE DOĞRU ADIM ADIM…

1 Şubat 1979:  Milliyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Abdi İpekçi 1 Şubat 1979 gecesi İstanbul Maçka’daki evinin yakınlarında arabasında iken Mehmet Ali Ağca tarafından öldürüldü.  Mehmet Ali Ağca verdiği ifadede Abdi İpekçi’ye 5 – 6 el ateş ettiğini söyledi. Fakat olay yerinde 9 mermi ele geçirildi. Bu da bir ikinci kişinin olduğunu ihtimalini güçlendirdi. Daha sonra Oral Çelik ve Mehmet Şener’in suikastı beraber planladığı ve Mehmet Ali Ağca’yı da tetikçi olarak sonradan aralarına aldıkları öğrenildi.

10 Eylül 1979:  Türkiye İşçi Partisi Adana eski İl Başkanı Ceyhun Can, yazıhanesinde öldürüldü. Aynı gün bir diğer isim Çukurova Üniversitesi Rektör Vekili Fikret Ünsal da evinin önünde öldürüldü.

19 Eylül 1979: Malatya Ülkü Ocakları eski başkanı Mürsel Karataş İstanbul Sultanahmet’te öldürüldü.

3 Aralık 1979: Fedai Dergisi sahibi MHP’li yazar Kemal Fedai Coşkuner İzmir Agora semtinde alışveriş yaptığı pazar yerinden dönerken kurşunlanarak öldürüldü.

7 Aralık 1979: İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi öğretim üyelerinden Cavit Orhan Tütengil 7 Aralık 1979’da evinden üniversiteye giderken silahlı saldırıya uğradı ve öldürüldü. Tütengil uzun yıllar Cumhuriyet gazetesinde denemeler yazmıştı.

11 Nisan 1980: TRT İstanbul Radyosu prodüktörlerinden Ümit Kaftancıoğlu, 1980’de evinin önünde uğradığı silahlı saldırı sonucu öldürüldü.

27 Mayıs 1980: MHP Genel Başkan Yardımcısı Gün Sazak, eşi ile gittiği bir ziyaretten dönüp arabadan eşyalarını indirirken Devrimci Sol militanları tarafından çapraz ateşe alınarak öldürüldü.

24 Haziran 1980: MHP Gaziosmanpaşa İlçe Başkanı Ali Rıza Altınok evinde ve kızıyla birlikte öldürüldü.

15 Temmuz 1980: CHP İstanbul milletvekili Abdurrahman Köksaloğlu İstanbul Şişli’deki işyerinde öldürüldü.

19 Temmuz 1980: Eski Başbakan Nihat Erim İstanbul Dragos’taki evinin yakınında Mahir Çayan ve arkadaşlarının intikamının alınması adına Dev-Sol militanları tarafından suikaste uğradı.

22 Temmuz 1980: Maden-İş Sandikası genel Başkanı Kemal Türkler İstanbul Merter semtinde silahlı saldırı sonucu öldürüldü.

İşte böyle gergin bir ortamda Türk Silahlı Kuvvetleri 12 Eylül 1980 günü emir komuta zinciri içinde gerçekleştirdiği askeri müdahale ile yönetime el koydu.

12 Eylül 1980

Dönemin Genelkurmay Başkanı daha sonra yargılanması gündeme gelen ve birçok tartışmaya neden olan Kenan Evren’di… Evren, Milli Güvenlik Konseyi Başkanlığı’nın yanı sıra Devlet Başkanlığı görevini de üstlendi. 12 Eylül 1980 Cuma günü saat 03.59’da Türkiye radyoları (TRT) İstiklal Marşı’nın çalınmasıyla birlikte yayına geçti. Daha sonra anons yapılmadan Harbiye Marşı çalındı. Marşın bitiminde Genelkurmay ve Milli Güvenlik Konseyi Başkanı Orgeneral Kenan Evren imzasıyla yayınlanan Milli Güvenlik Konseyi’nin bir numaralı bildirisi okunmaya başlandı. Bu bildiriyi 5 bildiri daha izledi.

Darbe Sonucunda 

1. 650.000´den fazla kişi göz altına alındı.

2. 1 milyon 683 bin kişi fişlendi.

3. 210 bin dava açıldı ve bu davalarda 230 bin kişi yargılandı.

4. 7 bin kişi için idam cezası istendi.

5. 517 kişiye idam cezası verildi.

6. 50´si infaz edildi.

18 sol görüşlü, 8 sağ görüşlü, 23 adli suçlu, 1’i Asala militanı.

7. 98.404 kişi "örgüt üyesi" olarak yargılandı.

8. 71.000 kişi TCK 141, 142 ve 163. maddelerinden ceza aldı.

9. 388.000 kişiye pasaport verilmedi.

10. 14.000 kişi vatandaşlıktan çıkarıldı.

11. 30.000 kişi mülteci olarak yurt dışına gitti.

12. 300 kişi kuşkulu şekilde öldü.

13. Cezaevlerinde 299 kişi yaşamını yitirdi.

14. 171 kişinin "işkence"den öldüğü belgelendi.

15. 95 kişi "çatışmada" öldü.

16. 16 kişi "kaçarken" vuruldu.

17. 73 kişiye "doğal ölüm" raporu verildi.

18. 14 kişi "açlık grevinde" öldü.

19. 43 kişinin "intihar ettiği" bildirildi.

20. Tüm grevler yasaklandı.

21. 23.677 derneğin faaliyeti durduruldu.

22. 937 film "sakıncalı" bulunduğu için yasaklanırken, bir çoğu da kısmî sansüre uğradı.

23. 30.000 kişi işten atıldı.

24. 3.854 öğretmen, 120 akademisyen işlerinden ihraç edildi.

25. 47 hâkimin işine son verildi.

26. 13 büyük gazete için 303 dava açıldı. 400 gazeteci için toplam 4 bin yıl hapis cezası istendi.

27. Gazetecilere 3 bin 315 yıl 6 ay hapis cezası verildi.

28. 300 gazeteci saldırıya uğradı.

29. Gazeteler 300 gün yayın yapamadı.

30. 3 gazeteci silahla öldürüldü.

 

 

 28 Şubat(Postmodern Darbe)

• Dönemin Başbakanı Necmettin Erbakan, 11 Ocak 1997 Cumartesi günü, Başbakanlık Konutunda tarikat liderleri ve şeyhlere iftar yemeği verdi. • Yüksek rütbeli subaylar 22 Ocak 1997 tarihinde Gölcük’te toplanarak irticanın iktidarda olduğunu tartıştılar• 5 Şubat’ta Sincan’da askerler 20 tank ve 15 zırhlı araçla geçiş yaptı. • 5 Şubat’ta Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Başbakan Erbakan’a birkaç mektup gönderdi. • Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Güven Erkaya ‘irtica, PKK’dan daha tehlikeli’ dedi. • 11 Şubat’ta Şeriata Karşı Kadın Yürüyüşü Ankara’da yapıldı. • 28 Şubat’ta yapılan MGK toplantısı 9 saat sürdü. MGK laikliğin Türkiye’de demokrasi ve hukukun teminatı olduğunu sert bir şekilde vurguladı. • 4 Mart’ta Başbakan Erbakan, MGK kararları yumuşatılmazsa imzalamayacağını söyledi ve imzalamadi • 13 Mart’ta Başbakan Necmettin Erbakan, MGK kararlarını imzalamak zorunda kalmış ve daha sonra bu kararları imzalamadığını sadece ön yazıyı imzaladığını iddia etmiştir. • 21 Mayıs’ta Yargıtay Başsavcısı Vural Savaş, ‘‘Ülkeyi iç savaşa sürüklediğini’’ söyleyerek, RP’nin kapatılması için dava açtı. • 3 Haziran’da Susurluk Davası 7 ay aradan sonra DGM’de başladı. • 7 Haziran’da Genelkurmay, irticai faaliyetleri desteklediğini iddia ettiği firmalara ambargo koydu. • 10 Haziran’da Anayasa Mahkemesi, Yargıtay ve Danıştay başkan ve üyeleri Genelkurmay Başkanlığı’na çağrılarak kendilerine irtica konusunda brifing verildi. • 18 Haziran’da Necmettin Erbakan başbakanlıktan istifa etti. İstifasının nedeninin başbakanlığı Tansu Çiller’e devretmek olduğunu belirtti. • 19 Haziran’da Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, hükümet kurma görevini o sırada arkasında TBMM çoğunluğu olan DYP lideri Tansu Çiller’e vermeyip, ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz’a verdi. • 30 Haziran’da Mesut Yılmaz, Bülent Ecevit ve Hüsamettin Cindoruk’la birlikte ANASOL-D hükümetini kurdu.

 

 

 

15 Temmuz Darbe Girişimi ve Milletin Zaferi

Bildiğiniz Üzere 15 Temmuz Gecesi Türkiye’yi Darbeyle işgal teşebbüsünde bulunuldu. Bu teşebbüsü yapan vatan haini, asker elbisesi giymiş teröristler ülkemizde yaşlı genç,kadın 251 insanı şehit ettiler.

Hain darbe girişimini hep beraber yaşadık, neler olup bittiğini hepimiz gördük hain terör örgütü FETÖ/PDY tarafından ülkemizde neler yapılmak istendiğini hep beraber gördük, hazırlamış olduğumuz belgesel ve slaytlarda izlediğiniz gibi nice ana kuzuları nice vatan evlatları toprağın bir bir bağrına düştü. Ama Allah’ın izni ile bâki olacak Ülkemize,sizlere ve bizlere  hep yol gösterici aydınlatıcı birer ışık olarak karşımızda duracaklar.

Ama bu hain teşebbüste bulunanlara karşı vatansever milletimiz meydanlarda, tıpkı Çanakkale’de, İstiklal Savaşımızda olduğu gibi, tüm fertleriyle tek yürek olmuş, iradesini bir avuç darbeciye çiğnetmeyen büyük Türkiye vardı, büyük Türk milleti vardı. Bu darbe girişiminde, milletimiz, tıpkı bin yıl önce Malazgirt’te olduğu gibi, bu coğrafyayı vatan olarak sahiplenme konusundaki kararlılığını ortaya koymuştur.

Milletimiz, o gece, tıpkı 717 yıl önce Söğüt’te, 563 yıl önce İstanbul’da olduğu gibi, Anadolu topraklarını  istikbali olarak gördüğünü tüm dünyaya haykırmıştır. Milletimiz, bu ülkeyi bölmek isteyen saldırganlara karşı  Çanakkale’de, Dumlupınar’da ne cevap vermişse, 15 Temmuz’da da aynı cevabı vermiştir.

 

Seminerin başından bu yana beraber izlediğimiz, slaytlar, videolarda ve anlattıklarımızda Osmanlı döneminden bugüne ülkemiz ne zaman gelişmeye başladıysa devlet ve halk el ele verdiyse, refah seviyemiz artmaya başladıysa bazı karanlık eller ve onların içimize yerleştirdikleri hainle r ülkemize müdahale etmeye başlamış, kardeş kavgası çıkarmış, suçsuz günahsız insanları öldürüp iç karışıklık çıkararak darbecilerin yapmış olduklarını haklı göstermeye çalışmışlardır.

 

Değerli Meslektaşlarım işte tamda bu sebepten dolayı; Bizler çocuklarımızı iyi yetiştireceğiz onlara bu süreçleri anlatacağız ve onların ihtiyaçlarına en üst düzeyde cevap vereceğiz, vereceğiz ki FETÖ/PDY gibi hainler çocuklarımızı kandırmak için fırsat bulamasın.

Bu vesile ile katılımınız için hepinize teşekkür ediyor, çocuklarımız Milli ve Yerli bir nesil olarak yetiştirmenizi diliyorum. Rabbim Ülkemizin ve Milletimizin yardımcısı olsun”dedi.

 

 

13-01-201713-01-201713-01-201713-01-2017

Korupınar Mah. Vusta Sk. No17/B 02300 Besni ADIYAMAN - 90 416 318 19 00

MEB © - Tüm Hakları Saklıdır. Gizlilik, Kullanım ve Telif Hakları bildiriminde belirtilen kurallar çerçevesinde hizmet sunulmaktadır.